"Müzik süreğendir, kesintiye uğrayan sadece dinleme eylemidir." John Cage
Mindfulness temel uygulamalarının biri tamamen dış seslere kulağını açmaktır.
Dik ve rahat bir oturuşa geçer, gözlerinizi tam veya yarım kapatır ve çevredeki seslerin size doğru akmasına izin verirsiniz.
Farklı sesler duymak, her şeyi duymak, sürekli yeni bir şey duymak gibi çabalardan uzak kalarak, sadece dikkatinizi kulaklarınıza doğru erişen seslere verirsiniz.
Geçen arabalar, açılan veya kapanan bir kapı, sokaktan geçenlerin sesleri, kuş cıvıltıları, ya da yakınlardaki bir inşaatın sesleri.
Belki bu seslerden bazıları hoşunuza gider, bazılarını duymaktan hoşlanmazsınız.
Düşüncelere dalıp uzaklaşabilirsiniz. Sonra uzaklaştığınızı fark edip seslere geri dönerek, mümkün olduğunca yargılamadan, reddetmeden, peşine de düşmeden gelen sesleri sadece dinleyerek farkındalık alanınızı ve kapasitenizi genişletirsiniz.
Tabii ki uygulama bununla bitmez, gittikçe açılan bir gülün yaprakları gibi katmanlanır ve adım adım ilerler.
O adımlara ilerlemeden, merak etmeden, sadece şu anda burada kalarak bu seslere kendimizi her açtığımızda, her nerede isek, şimdi ve orada olmaya çapa atarız.
Zihnimizin sesinin çok yükseldiği, farklı senaryolar, saplantılı düşünceler ile bizi kıskaca aldığı zamanlar için, bizi şimdi ve burada yaşadığımız hayata geri getirmeye uygulamanın bu kadarlık kısmı bile yeterlidir.
Sesleri dinlemek için kendimize beş dakika versek, tamamen bize ulaşan seslere kendimizi açsak şimdi ve buraya geliriz. Ve, gözlerimizi açtığımızda bazı seslerin çevremizde görebileceğimiz kaynaklarını tarayarak da burada olur, şimdi buradan günümüze devam edebiliriz.
“Dinleme eylemi, aslen beste yapma eylemidir.” John Cage
John Cage, bir besteci ve filozof . Uzakdoğu felsefesine ilgi duyar, 1952-1957 yılları arasında Columbia Üniversitesi’nde misafir profesör olarak dersler veren D.T.Suzuki’nin Zen Budizmi üzerine derslerini takip eder, meditasyona başlar. Sessizlik ve dinlemek ile ilişkisi bestelerini ve müziğini derinden etkiler.
1952 yılında bestelediği ve Woodstock, New York’da sunduğu 4’33” isimli bestesi kısa sürede yüzyılın en radikal ve tartışmalı bestesi olur.
Beste ismini, 4 dakika 33 saniye sürmesinden alır. Üç bölümden oluşur ve bir bölümden diğerine piyanistin kronometre ile süre tutarak piyanonun kapağını açıp kapamasıyla geçilir. Beste sessiz notalardan oluşur...
“Sessizlik diye bir şey yoktur. Her zaman ses çıkaran bir şey olur.” John Cage
John Cage’in 4’33” bestesi, ambient/ortam seslerinden oluşur. Cage bunu ‘amaçlanan seslerin yokluğu’ diye tanımlar.
Beste boyunca dinleyiciler rüzgara, yaprakların hışırdamasına, kuşların cıvıltılarına, piyanonun kapağının açılıp kapanmasına, sandalye ve insan kalabalığının sessiz uğultusuna, yani şimdi ve buradaki tüm seslere kulaklarını, dikkatlerini açmaya davet edilir.
“Yaptığın her şey müzik ve her yer en iyi koltuk” John Cage
Müziğin kılavuzluğunda yönlendirmeli bir yolculuğa çıkmaya alışık olan dinleyicilere, bu ilhamın her an, her yerde bizler için hazır olduğunu anlatır.
"Bir şey iki dakika sonra sıkıcı geliyorsa, dört dakika deneyin. Hala sıkıcıysa sekiz. Sonra on altı. Sonra otuz iki dakika. Sonunda onun hiç de sıkıcı olmadığını keşfedersiniz." --John Cage.
Ve belki, içinde yaşadığımız hayata, şehrimize, iş ortamımıza, mahallemize dair farklı bir katman açmada bize kılavuz olur, neden orada olduğumuza dair bir derinlik yakalama fırsatını önümüze açar.
"Bir şey gözüme güzel görünmediğinde kendime ilk olarak, neden güzel olmadığını düşündüğümü sorarım. Ve çok kısa bir süre sonra hiçbir neden olmadığının keşfi gelir.” John Cage.
John Cage’in 4’33” bestesini dinlemek isterseniz, kulaklık takmayı unutmayın.
Comments