Mümkün mü? Bence mümkün.
En azından benim için mümkün oldu, o nedenle paylaşmaya karar verdim.
Yaptığımız her şeyde olduğu gibi, yoga’da da sağlanacak faydaya, aranan şifaya, arzulanan dönüşüme ulaşmanın yolu, düzenli ve sürekli pratik yapmaktan geçiyor. Tabii ki, bu önerme ile pratikte düzen ve sürekliliği sağlamak nasıl mümkün olur sorusu geliyor.
Yaşamda kalıcı bir dönüşüm getiren, sonuç veren hiç bir şey kolay değil. Azim, çaba ve sabır sacayağı üzerinde yükseliyor gelen değişim ve dönüşüm.
Yolunuz yoga’ya nereden nasıl çıkarsa çıksın, ilk denemede de yogaya aşık olsanız, bir sabah kalkıyorsunuz ve yoga yapmak istemiyorsunuz. Hatta, yapmamak için mazeretler üretmeye kendinizi kaptırabiliyor, ve buna harcadığınız zamana baktığınızda o zaman zarfında pratiğinizi yapıp bitirmiş olacağınızı bile fark edebiliyorsunuz.
Sihir, gerek zihninizde, gerek fiziksel ortamınızda mazeret üretmenize gerek bile kalmayacak şartları oluşturmada yatıyor.
Vereceğim öneriler benim yoga ile cicim aylarımız sona erdiğinde ilişkimizi devamlı kılma konusunda bana yardımcı olan temel prensiplerden oluşuyor. Evet, sevgilim ya da eşimden bahseder gibi bahsediyorum yoga’dan, çünkü temelde yoga ile aranızdaki bir ilişki, ve basitçe yoga ile ilişkinizin sürekliliği de 3 temel prensibe dayanıyor.
1. Yogaya hayatınızda yer açmak
2. İlişki mesafesini korumak
3. Özen göstermek
Şimdi bu prensiplerle ne kasdettiğimi kısaca açıklayacağım tabii ki;
Yogaya hayatınızda yer açmak
Benim için en zoru bu oldu, o nedenle en başa koyuyorum. Gerek zihninizde, gerekse fiziksel olarak hayatınızda yogaya bir yer açmanız gerekiyor. Bunun pazarlığı yok. Yaz gelip günler uzamaya ve ısınmaya başladığında tam yoga yaptığınız saatte arkadaşlarınızla dışarıya yemeğe, içkiye gitmeye başlıyorsanız, ya da kış gelirken sabahları kalkmak zorlaşıyorsa yoganızı iptal etmek yerine, saatini değiştirerek ilişkinizi koruyabilirsiniz.
Bu, zihinsel kısmıydı. Fiziksel kısmı, evinizde bir yoga köşeniz olması gerekliliği. Kesinlikle ama kesinlikle yoga matınızı hiç kaldırmadığınız bir yoga köşeniz olmalı. (Tamam temizlik yaparken kaldırabilirsiniz, ama sonra yine serin matı yerine) Yoga yapmak ne kadar zor geliyorsa, matınızın yeri yatağınıza veya o üzerine yayıldığınız koltuğa o kadar yakın olsun. Matın üzerine geçmek yoga pratiğinin en zor kısmı.
Matın üzerine geçtikten sonra en büyük zorluk o matı terketmek oluyor, inanın bu yazdıklarıma.
İlişki mesafenizi korumak
Evet, bu önemli, her canınız sıkıldığında matın üzerine atlayıp farklı, zor ama gösterişli bir yoga duruşunu yapmaya çalışırsanız, sonunda sıkılma veya sakatlanma olasılığınız yüksek olacaktır. Bedeniniz oyuncağınız, yoga matınız da oyun parkınız değil. Kendinizle yüzleştiğiniz, bedeninizle çalışırken zihninizi, nefesinizi düzenlediğiniz özel bir yerdir yoga matınız. Yoga uygulaması, içinde büyük mutlulukların, keşiflerin, keyiflerin olduğu kadar acıların, zorlukların, yüzleşmelerin de olduğu disiplinli bir öz benlik çalışmasıdır. Yoga uygulamanıza, dolayısıyla kendinizle ilişkinize saygı duyun.
Özen göstermek
Evet yoga uygulamanızı yapamayacağınız günler olacak. Yapamama kararı anında kendinize dürüst olun. Gerçekten iptal etmeniz şart mı? Eğer gönül rahatlığı ile evet diyorsanız suçluluk duymayın. Bu kararınız için ertesi günkü randevunuza bir nüans ekleyin, bir yoga pozu, bir nefes çalışması, ya da kısa bir meditasyon. Yoga uygulamanıza, dolayısıyla kendinize kendinizi önemsediğinizi vurgulayacak küçük bir hediye.
Yukarıdakilerden biri olarak yazmadım, ama kendinize yardımcı malzemeler edinin, yogayı yapmak için matın üzerine geçtiğiniz andan itibaren bedeniniz ve nefesinize en büyük yardım bu yardımcı malzemelerden geliyor. Kayış, blok, battaniye, yoga yastığı, göz yastığı, bunların hiçbiri ekstra değil. Pratiğinizi kolaylaştırırken sizi destekleyen dostlarınız. Yardımcı malzeme kullanmak beceri ve yaratıcılık gerektirir, onu kullanmamak değil, beceri ve yaratıcılık ile ihtiyacınıza göre kullanmak pratiğinizi kendi kendinize belki de hiç götüremeyeceğiniz derinliklere taşımanızı sağlar.
Kendinize karşı şefkatli olun, sevgi dolu olun, sabırlı olun.
Sevgiler,
Nesteren
(*) Bu yazım daha önce YogaUni.com Blog'unda yayınlanmıştı.